Migren Nedir? Nasıl Bir Hastalıktır?Her Baş Ağrısı Migren midir?
Migren baş ağrısı olarak bilinir ama tek başına baş ağrısı değildir. Tüm bedeni etkileyen bir hastalıktır. Ataklar halinde gelir. Daha çok yarım ve zonklayıcı olan baş ağrısı nedeniyle başını sıkan, yumruklayan, duvara vuran, kesip atmak isteyen hastalar vardır. Işığa, sese, kokuya dayanamayıp yatak odasına çekilerek yaşamdan izole olmaya çalışabilirler.
Bu hastaların çoğunluğunun ailelerinde özellikle annelerinde de migren vardır. Bu hastalarda hassas, ayrıntıcı, mükemmeliyetçi yapı dikkat çekicidir. “Her şeyi bu kadar kafana takarsan tabii ki başın ağrır” migrenlilerin en çok duyduğu sözdür. Migrenlilerdeki duyarlı yapı sinir sisteminin genetik olarak farklı yapılanmasından kaynaklanır. Uyaranlara normalden fazla açık olmak migrenin alt yapısını oluşturur. Bu yapı aynı zamanda yaratıcılığı, düşünüş kapasitesini de artırır. Bu nedenle birçok sanatçı, bilim adamı, düşünür migrenlidir.
Migrenli kişiler işlerinde dikkatli, üretken ve başarılı olurlar. Aynı anda birçok işi yapabilecek kapasiteleri vardır. Birçok olasılığı düşünebilirler. Yeter ki başları ağrımasın!…
Migrenin Çaresi Vardır. Migren Tedavi Edilebilir Bir Hastalıktır.
Her ağrı bedenin yardım çağrısıdır. Migrende bedenin yardım çağrısıdır ve nedeni vardır. Tedavisi yoktur ve nedeni bilinmeyen hastalıklardandır, migrenle yaşamayı öğreneceksiniz gibi kafaya kazınmış düşüncelerin yıkılma zamanı gelmiştir.
“HER AĞRININ BİR NEDENİ VARDIR, MİGRENİNDE NEDENİ BULUNARAK TEDAVİSİ YAPILABİLİR”
Migren Nasıl Olur?
Migren, şimdiye kadar nedeni bilinmeyen hastalıklar içinde yer alsa da Gökmen Yaklaşımı der ki;
“Migren beyinden değil bedenden kaynaklanan bir hastalıktır. Bedendeki tüm işlerimizi yapmamızı sağlayan otonom sinir sistemindeki bozuk yerlerden, bir anlamda elektrik kaçaklarından kaynaklanır. Bu kaçaklar bir an gelir (aç kaldığımızda, sinirlendiğimizde, uykusuz kaldığımızda, bazı yiyeceklerle) tüm sistemi altüst eder. Bu migren atağıdır. Bio-elektriksel bir bozukluk olduğu için film ve tahliller normal çıkar.”
Dr. Gökmen bu bakış açısıyla çalışarak migrenin nedenlerine yönelmiş, hastalarını çözerken nöral terapiden faydalanmış, diş-çene kompleksi üzerinde uzmanlaşmış ve binlerce hastanın tedavisi üzerinden Gökmen Yaklaşımı’nı geliştirmiştir.
Gökmen Yaklaşımı Nedir?
Çocukluğunda migreni başlayan, yıllarca migrenden çekmiş olan Dr. Emel Gökmen 2004 yılında hastane nöroloğu olarak çalışmayı bırakıp migren ve baş ağrıları üzerine eğilmiştir. Migrenin ilaçlarla çözümünün olmadığını bildiği için ilaç tedavisini bırakmış, yıllar içinde yaptığı çalışmalarla migrenin tedavi edilebileceğini göstermiştir. Gökmen Yaklaşımı migren ve baş ağrılarını şu anda kabul gören anlayıştan farklı bir bakış açısıyla değerlendirerek nedenlerini ortaya koyan ve bu nedenleri geleneksel olmayan yöntemlerle çözen bir tedavi algoritmasıdır.
Gökmen Yaklaşımı’nda önce hastanın öyküsü dikkatli ve ayrıntılı dinlenerek olası nedenler belirlenir. Bu nedenlerin bir bölümü nöral terapi ile düzeltilir, büyük bir bölümü için diş hekimliği uygulamalarına gerek olabilir.
Nöral Terapi Nedir?
Nöral terapi ya da nöral tedavi, geçtiğimiz yüzyılda Alman iki anestezist hekim tarafından geliştirilmiştir. İğnelerle bedenin belirlenen yerlerine çok kısa etkili lokal anestezik maddenin verilmesi sonucu iyileşme sağlanır. İyileşmeyi ilaç sağlamaz. İyileşme oluşturduğu elektriksel etki bedenin network’ ünü yani otonom sinir sistemini tamir etmesiyle gerçekleşir. Doğal ve bilimsel bir tedavidir.
Bademciklerimiz iltihaplandığında, dişimiz çürüdüğünde ve tedavi edildiğinde ya da sezaryen gibi bir ameliyat sonrası o bölgedeki iletişim ağı hasarlanabilir. Bozucu alan denilen bu yerler migrene kaynaklık eder. Buralardaki kaçak zaman zaman tüm sistemi etkiler. Otonom sinir sistemi dediğimiz bu network’ ün en önemli işi damarları ve bağırsakları kontrol etmektir. Migrende her ikisi kontrolden çıkar.
Migren Nasıl Tedavi Edilir?
Migreni tedavi edebilmek için önce o kişideki nedenleri bulunmalıdır. Ağrısının başlangıç yaşı, nasıl başlayıp başın neresinde yer aldığı, özellikleri üzerinden kaynak tespit edilebilir. Migrenin nedeni bazen çocuklukta geçirilmiş bademcik iltihabı, bazen sezaryen yeri, bazen hepsi ama çoğunlukla dişlerdeki problemler olabilir. Potansiyel kaynak olan yerlerin bir bölümü nöral terapi ile düzeltilebilir ama dişler için mutlaka ilgili uzmanlarla çalışmak gerekmektedir.
Dişler Nasıl Migren Yapar?
Dişlerdeki en küçük çürükten, yapılmış dolgu, kanal tedavileri, yirmi yaş dişleri, yüksekliği iyi ayarlanmamış protezler, diş etlerindeki iltihaplar gibi her şey migren ve baş ağrılarına kaynaklık edebilir. Düşünülenin aksine dişteki problemin ağrısı başa vurmuyordur, dişteki elektrik kaçağı başın yarısında ki otonom sinir sistemini etkileyip işlerin aksamasına yani damarların genişlemesine sebep olarak ağrı yapıyordur. Bu hastaların dişlerinde ağrı yoktur, başları ağrımaktadır. Dr. Gökmen diş-çene kompleksi konusunda çalışarak bağlantıları kurmuş, diş hekimi ile hastayı gerekli tedavilere yönlendirmeyi sağlamıştır.
Bu yaklaşımla migren ve baş ağrılarında etkili, kısa vadede çözümler, uzun vadede de etkisi devam edebilen, yan etkisi olmayan, hatta hastaya koruyucu sağlık hizmeti sunan bir tedavi sağlanabilmektedir.
Her Baş Ağrısı Migren midir?
Baş ağrıları içinde en yaygın yaşananı gerilim tip baş ağrısıdır. İkinci sırada yer alan ve en çok bilineni migrendir. En şiddetlisi ise küme baş ağrısıdır. Gerilim tip baş ağrısı şiddetli değildir, tüm baştadır. Migren şiddetlidir, yarım olabilir, kadınlarda daha çok görülür. Küme baş ağrısı da yarımdır ama hep aynı yerdedir, çoğunlukla erkeklerde görülür.
Gerilim baş ağrısı, kafa ve boyundaki kaslardaki gerilmeden kaynaklanır. Stres ve gerilim arttıran faktörlerdir. Basit gerilim baş ağrısı olanlarda günün sonuna doğru ağrı artar. Uyuyunca hasta rahatlar. Bir bölümü ise gece farkında olmadan artan diş sıkma nedeniyle kaslar zorlanır ve sabah ağrılı uyanılır. İnsanların yüzde 80’i yaşamları boyunca gerilim baş ağrısı yaşamaktadır.
Bunların yüzde 40’ında sürekli gerilim baş ağrısı gelişmektedir. Başta ağırlık, basınç, sıkışma olarak kendini gösterir. Gerilim baş ağrısı çekenlerde dikkat ve konsantrasyon güçlüğü vardır. Bu hasta grubunun mükemmeliyetçi, fazla sorumluluk alan yapıları değiştirilemez ama “Gökmen Yaklaşımı” ile kas spazmını çözmek, hastaların yaşam kalitesini oldukça yükseltir. Bu grup hastaların çoğunluğunda diş sıkma vardır. Bu konuda çalışmış gnatoloji ve protetik tedavi uzmanınca yapılacak gece plağından çok faydalanırlar.
Küme baş ağrısı, tek taraflı göz ve şakakta olan çok şiddetli ağrılardır. Göz küçülür, kızarır, yaşarır, aynı taraf burun tıkanır. Ataklar yılın birkaç ayında gelir, günün aynı saatlerinde tekrarlar. Bu çok düzenli hali dikkat çekicidir. Genelde 1-2 saati geçmez. Bir diğer adı intihar ettiren baş ağrısıdır çünkü çok şiddetlidir. Genç ve orta yaş erkeklerde daha çok görülür.
Küme baş ağrısında da migrendekine benzer nedeni bilinmeyen ve tedavisi olmayan bir hastalıktır kabulü olsa da Gökmen Yaklaşımı ile tedavisi vardır. Kaynağı dişlerdedir. Belirlenmiş problemli dişlere çok hassas yapılacak tedavi ile çözüm sağlanır.
MİGRENE ÇÖZÜM VAR!
Dr. Gökmen’in tecrübelerini okuyucuları ile paylaştığı bu kitapta migren ve baş ağrılarının yeni bir yaklaşımla, sonuç veren bilimsel, gerçek tedavi yolları anlatılıyor. Bebeklikten yaşlılığa çok farklı migren ve baş ağısına sahip hastaların öyküleriyle, ağrılarının neden ve çözümleri gösteriliyor. Baş ağrısı çeken herkesin kendisine benzer bir öykü bulabileceği bu kitap, okuyucunun aynı zamanda migren dünyasına girerek çevresindeki migrenlileri daha iyi anlamasını sağlıyor.
“Her hastamda kendi migrenimi tekrar yaşadım, ağrısı devam eden her hastamda ben de bunaldım. Olsun, sonunda beraber iyileştik, beraber mutlu olduk… Şu anda biliyorum ki, yıllardır süren migreni çözme uğraşım ‘ağrı çekenlerin kardeşliği’ temelindedir.” diyen Dr. Gökmen’in çocukluğundan itibaren yaşadığı migren atakları sonunda bu sorunlara ‘çözüm’ bulan bir hekim olmasına vesile oldu.
Migrene Çözüm Var! kitabı özellikle hastalara yönelik bir formatta hazırlanmış olmasına rağmen, hem klinisyen hem akademisyen hekimler ve diş hekimleri için de çok yararlı, ufuk açıcı bir kaynak olmuştur.
Milliyet, Mayıs 2015