Nöral Terapi Öyküsü, Nöral Terapi Nasıl Geliştirildi?
Yaklaşık bir asırdır uygulanan nöral terapinin öyküsü, 1920’lerde Alman iki anestezist Ferdinand ve Walter HUNEKE kardeşlerin dikkatlerini çeken bir olayla başlamıştır.
Her iki hekim migrenini bir türlü geçiremedikleri kız kardeşlerine ağrı kesici bir ilaç kompozisyonunu damardan uyguladıklarında kız kardeşlerinin ağrısının geçtiğini, neşeli ve mutlu bir hale geldiğini gözlemlemişlerdir.
Ağrı kesici ilaç etkisini göstermeden olan iyileşmenin, yanlışlıkla verdikleri procainin etkisinden olabileceğini düşünmüşlerdir.
Bozucu Alan Nasıl Bulundu?
Huneke kardeşler birçok hastalıkta procain enjeksiyonlarını kullanmışlardır. Procainin olumlu etkilerini klinik değerlendirmişlerdir. 1940 yılında, Dr.F.Huneke sağ omzunda bir türlü geçmeyen ağrı ve hareket kısıtlılığı olan hastasını, omuz bölgesine uyguladığı procain tedavisi ile iyileştirememiştir.
Aynı hasta kısa süre sonra çocuklukta geçirdiği sol ayağındaki kemik iltihabı yarasının tekrar ağrıdığını belirterek başvurmuştur. F.Huneke bu bölgeye procain uygulamıştır. Enjeksiyonu yapar yapmaz daha önce tedavi yapamadığı omuz ağrısının anında geçtiğine şahit olmuştur.
F.Huneke bu durumu “flash etki-yıldırım etkisi” olarak tanımlamış, lokal anesteziklerin uzak etkileri üzerine makalesini yazmıştır.
F.Huneke bundan sonra nöral terapinin babası olarak kabul görmüş ve bozucu alan uygulaması nöral terapide yerini almıştır.
Bilimsel Gelişmeler
Organizmada hasta edici dış etkenlerin öncelikle sempatik sonlanmalarda frekans ve amplitüd değişikliği yaptığını hücresel hasarın sekonder geliştiğini günümüzde biliyoruz. Patolog Ricker ile yolculuğumuz başlıyor. Geçtiğimiz yüzyılın başlarında Ricker; “Organizmada hastalandırıcı dış etkenler öncelikle sempatik sonlanmalarda frekans ve amplitüd değişikliği yapar.” diyerek otonom sinir sisteminin önemini vurgulamıştır.
1960’larda Viyana’da bir grup bilim adamının çalışmaları ile nöral terapinin nasıl etkilediğinin bilimsel temelini açıklamıştır.
Bu çalışmalarla geliştirilen teori (cell-enviromental system) Prof. Pischinger ve Prof. Heine tarafından geliştirilerek “Temel Sistem (Matriks) Teorisi” adını almıştır.
1990’larda Nobel ödüllü, Alman fizyologları Prof. Neher ve Dr. Sakman, iyon kanalları- informasyon ve regülasyon impulslarının değişimi çalışmaları ile procainin nasıl bio-elektriksel etki gösterdiğinin bilimsel temelini tamamlamışlardır.