Çocuklarda Migren Atakları Sizin Yavrunuzda da Başlayabilir
Ebeveynler Dikkat!
Çocuğunuz zaman zaman başının ağrıdığını söylüyor ya da hiç baş ağrısından yakınmaksızın kusuyor, karın ağrısı çekiyor, ses ve ışıktan uzaklaşma isteği duyuyorsa, çocukluk çağı migreni yaşıyor olabilir.
Çocuğunuz, kendini kötü hissettiğini söylüyor, sevdiği şeyleri yemiyor, televizyon seyretmiyorsa migren atağından şüphelenebilirsiniz: Çünkü rol yapan çocuk sevdiği şeylere “hayır” demez. “Başım ağrıyor” diyen çocuğun rahatsızlığının, sinüzit benzeri hastalıklara atfedilmemesi gerekliliğini ve özellikle annelerin bu konuda dikkati olması gerektiğini vurgulayan Nöroloji Uzmanı Dr. Emel Gökmen, migren ataklarının çocukluk çağında başladığının altını çiziyor. İlkokul çağındaki çocukların yüzde 5′inde migren rahatsızlığının görülebildiğine dikkat çeken Dr. Emel Gökmen, bu konuda ebeveynleri de uyarıyor: Migren, ileriki yaşlarda şiddetini ve sıklığını arttırarak kalıcı olabilir.
Migren nedir, daha çok hangi yaşlarda kendini gösteriyor?
Migren, yaşamsal sıkıntı yaratan, günlük hayatı etkileyen, iş verimini, yaşam kalitesini düşüren baş ağrısı sınıflandırılmasında ilk sırada yer alan bir ağrı türü. Otonom sinir sistemi çalışma bozukluğundan kaynaklanan ve genelde erişkin yaş hastalığı olarak bilinen bu hastalık, okul çağındaki çocuklarda da sık olarak görülüyor. Çocuklarda görülen migren, bazen atlatılabilse de çoğu zaman önemsenmediği için hastalık ileri yaşlarda şiddeti ve sıklığı artarak kalıcı hale gelebiliyor. 2006 yılında tamamlanan bir araştırmanın sonucuna göre Türkiye’de her 5 kadından ve her 10 erkekten birinde migren görülüyor. Yedi yaşına kadar erkek ve kız çocuklarında eşit şekilde görülen migren hastalığına, yedi yaşından sonra kız çocuklarında daha çok rastlanıyor.
Her beş kadından birinin migren rahatsızlığı yaşadığını belirttiniz. Bunun nedeni nedir?
Kadınlarda çok görülmesinin nedeni aylık hormonal değişimlerdir. Menapozdan sonra Kadın erkek oranı yeniden birbirine yaklaşıyor. Hastaya bazen hormon tedavileri bile uygulanıyor. Östrojen, progesteron arasındaki dengesizlikler de ağrıları tetikleyebilir. Kadınların geçirdiği birçok sezaryen, kürtaj, spiral gibi jinekolojik girişimlerin migrene kaynaklık yapabildiği, nöral terapi eğitiminialmış hekimler tarafından artık bilinmektedir.
Yetişkin yaşlarda görülen migren ile çocukluk çağında yaşanan migren arasında ne gibi farklar var?
Çocuklarda baş ağrısı belirgin olarak ön planda değil; fakat daha çok kusma, karın ağrısı, baş dönmesi, gürültülü ortamdan kaçma isteği, karanlık yerleri tercih etme gibi durumlar baş ağrısına eşlik eder. Bazen sadece tekrarlayan karın ağrıları veya kusma şeklinde de kendini gösterebilir, baş ağrısı hiç olmayabilir. 7 yaş altındaki çocuklar genellikle migren ağrılarını tanımlayamazlar. 10 yaşlarına doğru ise giderek bu ağrıları tanımlamaya başlarlar. 7 yaş öncesinde görülme sıklığı yüzde 2,5; 7 yaş ile puberte (kız çocuklarında ergenliğe geçiş dönemi) arasında görülme sıklığı ise yüzde 5 civarındadır. Ağrı başlamadan önce aura adı verilen ve ağrının başlayacağını gösteren belirtilerin olduğu bir bir dönem olabilir. Aura esnasında çocuk dalgalanan çizgiler, parlak ışıklar, karanlık noktalar görebilir; ancak bu aura dönemi bütün çocuklarda yoktur. Deride solukluk, aşırı yorgunluk, başın bir yanında veya alında zonklayıcı ağrı, karın ağrısı, kusma ve bulantı oluşur. Ruhsal durumunda değişiklikler, baş dönmesi, görme bulanıklığı, iştah artışı veya azalması eşlik edebilir. Migrenli çocukların yüzde 90′ının ailelerinde de migren şikayetleri vardır ve çocuğun kişilik yapısı migrenli olan ebeveynine çok benzemektedir. Parlak ve titrek ışıklar, gürültü, sinema veya TV, fiziksel veya ruhsal gerginlikler, anksiyete veya depresyon, tetikleyici rol oynamaktadır. Nadir olarak da aşırı yorulma ve çok fazla güneş ışığı migrende tetikleyici faktör olarak rol oynayabilir.
Beslenmenin, çocukluk çağı migreni üzerinde ne tür bir etkisi var?
Beslenme de diğer bazı faktörler gibi migren atağını tetikliyor. Migrenlilerin mayalı yiyecekler ve içecekler, migrende ani ataklara neden olabiliyor. Kişi, hiç kırmızı şarap içmemiş, çikolata yememiş veya belli cins bir peyniri yememişse bu besinleri aldığı zaman, bunların içindeki bazı maddeler migreni etkileyebiliyor. Bunların yanı sıra, salam ve sosislerdeki koruyucu maddeler migren ataklarını tetikliyor.
Çocuklarda görülen migren ataklarının genetik ve psikolojik boyutu nedir?
Genelde migrenli ailelerin çocuklarında migren ortaya çıkmaktadır. Aile faktörü burada yadsınamaz bir gerçek. Migrenli hastaların yüzde 70′inin ailesinde başka bir migrenli vardır. Migren birebir kalıtımsal; ancak migrene yatkınlık bize atalarımızdan kalan bir mirastır. Stres de migren atağını tetikliyor; ama doğrudan atağın nedeni değildir.
Migren atağı yaşayan çocuk hastalarınız için nasıl bir tedavi yöntemi uyguluyorsunuz? Migreni, tamamen ortadan kaldırmak mümkün mü?
Migren tedavisi yaklaşımında çeşitli ilaçlarla atak sıklığını azaltmak mümkün. Ağrı kesiciler de bir yere kadar etkili oluyor. Bu durumdaki hastalarla birebir ilgilenmek gerekir. Nöral terapi yöntemi dediğimiz tedavi yöntemi ile migrenden kurtulmak mümkün. Migrenin yapısal bir bozuklukla ilgisi yoktur. Migren fonksiyonel bir ağrıdır. Yani hastaların beyin MR’ları, Tomografisi, EEG’si çekilse, incelemeler yapılsa da bir bozukluk saptanmaz. Migren tanısı hastayı dinlemek, ağrının karakterini dinlemek, değerlendirmek ve muayeneyle birlikte konulur. MR benzeri beyin görüntüleme tekniklerine başvurmak doğru sonuçlar ortaya koymayabilir.
Çocuklarda daha çok görülen baş ağrısı tipleri nelerdir?
Migren dışında, solunum yolu enfeksiyonları ve sinüzite bağlı baş ağrıları, stres baş ağrıları, tümör ve benzeri yapısal problemlere bağlı gelişen ağrılar olarak sıralayabiliriz.
Nöral Terapi’de nasıl bir tedavi yöntemi uygulanıyor?
Nöral terapi otonom sinir sistemi düzenleme ve uyarı tedavisidir. Uygulama Procain ve Lidocain lokal anesteziklerinin genelde deriye yapılan enjeksiyonlarını içerir; ancak anestezik etkiden çok öte bu maddelerin tamamen uyarı oluşturma- hiperpolarize edici etkisinden faydalanılır. Bu tedavi metodu ilaç tedavisi değil, tamamen biyofiziksel bir tedavidir. Nöral terapide migren hastasını değerlendirdiğimizde ağrının kaynağını ortaya koyabiliriz. Kaynağı nötralize ettiğimizde migreni de ortadan kaldırabiliriz. Çocuklarda migrene kaynaklık edebilecek olan otonom sinir sistemi bozukluğu yaratan etkenlerin başında sık tekrarlayan bademcik iltihapları gelmektedir. Nöral terapi ile hem migren hem de sık tekrarlayan bademcik iltihaplarından çocuk kurtulabilmektedir. Bu tedavi enjeksiyonları içermektedir. İlkokul çağından küçük çocuklara uygulanmamalıdır.
Yan etkileri nelerdir ve aileler neden bu tedavi yöntemini uygulamalı?
Tedavinin hiçbir yan etkisi yoktur. Tamamen doğal ve etkili bir tedavi yöntemidir. Aileler için önerim ülkemizde bu tedavi yaygın uygulanmadığı için nöral terapi yaptıramayabilirler; ancak ilaç tedavisine cevap alamazlarsa çaresiz hissetmesinler, nöral terapi çocuklarının migrenine çözüm olabilmektedir.
Çocuklarda Baş Ağrısı Tipleri
Migren ağrısı Gerilim baş ağrısı Sinüs ve kulak-boğaz enfeksiyonlarına bağlı baş ağrıları Epilepsi (sara hastalığı) ile birlikte olan baş ağrıları Kafa travmalarına bağlı baş ağrıları.
HEALTH NEWS DERGİSİ, AĞUSTOS 2007