O sevgili Derin’in sevgi dolu annesi Dr. Emel GÖKMEN. O ‘’Gökmen Yaklaşımı’’geliştirdi. O örnek, fedakar, sevgi dolu bir insan. O dişlerin hipokratı. O sadece dişlerin hipokratı değil ağrının hipokratı da. O Nöroloji Uzmanı Dr. Emel GÖKMEN. Çok Saygıdeğer Hocam, Sizi anlatmada çaresiz kalıyorum, yetersiz kalıyorum, kullanacak ifade bulamıyorum. Bağışlayın beni. O ‘’çözümsüz ağrı yoktur’’ diyerek yola çıktı. Ağrıyı çözdü, tıbbın çare bulamadığı hastalıkları tedavi etti, binlerce hastasına o güzel elleriyle şifa dağıttı.
Dağıtıyor. Onu anlatmaya saygılı biçimde girsem de sözlerim yine utangaç kalıyor. Bir tek onun geliştirdiği ‘’Gökmen Yaklaşımı’’ ile dişlerdeki paradigma yıkılıyor, sır çözülüyor, alışkanlığın büyüsü bozuluyor. Dengesiz dişlerde, dolgularda, protezlerde problemi bu ülkede o çözdü, o gösterdi. Dengesiz dişlerin orta beyine baskı yaparak anksiyeteyi, panik atağı hortlattığını, psikiyatristleri yanıltarak kimine şizofren, kimine manik, kimine depresif ve daha nice yanıltıcı teşhisler koyulmasının sorumlusu dişlerdir dedi.
Onun ellerinde tıbbın çare bulamadığı binlerce migren, fibromiyalji hastası şifa buldu. Buluyor.
‘’Üç yaşlarında bir kız çocuğu… Sürekli kusuyor, kendini çok kötü hissediyor, hiç kimseden hiçbir şey istemeden yatıyordu… İşte benim çocukluğum böyle başladı’’ diyor hocam ‘’Migrene çözüm var!’’ kitabının giriş bölümünde kendini anlatırken. Çok Değerli Hocam, hediye olarak gönderildiğiniz dünyada hastayı dinleme sanatıyla doktoru bilgeliye ulaştıran ışıklı yolda yürümeye siz daha küçücük çocukken migrenin en ağır etkilerine kimseden bir şey istemeden, sessizce yatarak katlanırken başlamışsınız. Hocam, sizin yaratıcı kişiliğiniz hastayı dinleyerek ömür boyu öğrenci kalma isteğiyle ancak bu aydınlık yolda yürüneceğinin hissini daha küçücük çocukken hissetmiş.
Fakat bir ağacı budayan yıldırım gibi bu sanatın elini, kolunu, yüzünü, gözünü kesen, parçalayan, yok eden sağlık sistemi sizin bilgeliye ulaşacağınız yolunuzun başında (ilk tayin olduğunuzda, sürgün düşünceleri) ilk adımınızda acımasız bir şekilde yolunuzu keserek sizin üzülmenize sebep olmuş. Ama bu ışıklı yol o kadar aydınlık gelmiş ki size hiçbir güç sizi bu yolunuzdan alıkoymada muvaffak olamamış. Hatta bu yolda yürümenizi kolaylaştırmış bile. Yıllarca hastalarınızı dinleyerek, onların ağrılarını dinleyerek en değerli hazinenizi biriktirip çözümler geliştirip zaman içinde migren, fibromiyalji gibi tıbbın çare bulamadığı hastalıkları tedavi eder duruma getirmiş bu hazineniz sizi. Ve sonuçta binlerce ağrılı hasta elinizden şifa bulmuş, buluyor.
Fibromiyaljim beslenmeyi çok seviyordu. Kurbanlık bağış gibi bütün sistemlerimle, organlarımla, bedenimle teslim olmuştum bu ağrılı canavarın eline.
02 Mart 2016. Kaderim o gün çökmüş bedenimi hocama ulaştırmıştı. O gün tedavime karar verildi: Bozucu alanlar tedavi edilecek, ağzımdaki bütün dişler ele alınacak, tedavi planı oluşturulacaktı. O gün çok değerli hocamın o güzel ellerinden şifasını içtiğim ilk gün. O gün tedavime başlandı. O gün benim yeniden doğum günüm. O gün benim ağrılı canavarın elinden kurtulacağımın müjdelendiği gün. O gün ‘’fibromiyalji gerçektir, psikolojik değildir’’ denilip darağacından kurtarıldığım gün. Hocam bir yandan nöral terapi, akupunktur, manyetik alan tedavisi ile vücudumdaki bozucu alanları tedavi ediyor, tedavi ettikçe ağrılarım azalıyordu. Sekiz on seansın sonunda ağrılarım, halsizliğim, yorgunluğum geçmiş, yeniden doğmuştum resmen. Ama tedavim bitmemişti.
Dişler! Dişlerim! Bir yandan da ilgili profesyonellere yönlendirerek, talimat vererek, takip ederek, değerlendirerek dişlerimin çok zorlu tedavileri aşama aşama yapıldı. Çalışıyor olmamdan dolayı şehirler arası yollarda mekik dokudum. Usanmadan, bıkmadan, pes etmeden bu yollarda gittim, geldim, gittim geldim… Defalarca… Yıllardır depresyon tedavisi gördüm. İlaçlar işe yaramadı. Hocamın tedavisiyle ağrılarım geçmiş ama yüzümdeki yorgun, bitkin, üzgün, kırgın, kızgın… ifadem silinmemişti. Silinmiyordu. Diş tedavim bitmiş, gece diş plağım da elime verilmişti. Her gece kullanacaktım. Kullandım. Rahatladığımı sanmıştım. Ama yine olmadı. Yüzümdeki çökmüş, mutsuz, üzgün tablo tam düzelmedi. Sonunda anksiyete belası beni sarıp sarmaladı, çökertti. Dayanamadım. Pes ettim. Eşim acillere taşıdı. Acillerde süründüm. Bir şey yapılamıyordu. Anksiyetem tansiyonumu tetikliyor, resmen en yüksek sınıra kadar yükseliyordu. Eve giremez oldum. Anksiyetemin tavan yaptığı gece evin önünde eşimle otomobilimizin içinde yattık. Psikiyatriye gittik. İlaç başlandı. Biri aynı zamanda şizofrenlerde kullanılan haptı. İçmedim. ‘’Ben kendimi tanıyorum. Ne şizofrenim, ne manik, ne depresif, ne de başka bir şey…’’ dedim. Anksiyete, panik atak tarihte kimseyi öldürmemiş, beni de öldürmez’’ dedim. En son ‘’Aman öldürürse öldürsün zaten bitmişim’’ dedim, direndim, hapları kullanmadım. Acilen Dr. Emel GÖKMEN Hocamla haberleştim. Hocam,
‘’Dişlerdeki dengesizlik orta beyne baskı yapıp duygu durumunu etkiliyor. Derhal gelmelisiniz’’ dedi. Gittim. Birkaç seansla rahatladım. Son gün yönlendirdiği profesyonel diş tedavisine aldı. Dişimdeki dolgu değişecekti. Ve o gün İkinci doğum günümdü. 25 Mart 2017 Cumartesi. Dişlerimde okluzyon problemi vardı. Dişlerimi anadan doğma sağlıklı olması gerektiği gibi kapatamıyordum. Dişlerim normal anatomik yapıda kapanmıyordu. Sorunluydu. İşte o günkü diş tedavimle bu sorun giderildi. Diş tedavim bitiminde hayatımda ilk kez alt üst çenemi normal anatomik yapıda kapattım. Tanrım! O hissi sizlere anlatamam! O an sanki yeniden doğdum! Yüzümdeki mutsuzluk ifadem düzeldi. Ağrısız bedenim kuş tüyü gibi. Yüzüm şu an gülümsüyor. Hocam! Sizi çok seviyorum! Melek Hemşire
Siz de beni etkilediniz. İşinizi bu şekilde yapabilmenize bende çok sevindim. Ben size söylemiştim melek hemşiresiniz diye. Doğru biliyormuşum. Hastasının yaşadıklarına empati yapabilen doktor, hemşire melek oluyor benim için de. Sağlık alanında empati yapmadan olmuyor ki. Cerrahpaşa acildeki öğrencilerin gençliğine verelim. Yıllar içinde umarım pişmişlerdir ve şimdi böyle yaklaşmıyorlardır. Eski hocalar bizi bayağı eğitirlerdi. İyi olmanıza sevindim.
Siz de hastalarınıza hep melek gibi davranmışsınız. Hep yardım etmeye çalışmışsınız. O nedenle size melek hemşire diyordum. Yorumunuz için teşekkürler. Eşinizinde sizi görünce mutlu olmasına sevindim ama unutmayın daha tedavimiz bitmedi. Sevgilerimle.
Videolarınız çok güzel. Tam benim sıkıntılarımı anlatıyorsunuz. Eşime de izleteceğim. Kimse inanmıyor gerçekten. Ben de geç kalmışım, yeni teşhis konuldu, şu an çok kötüyüm. Bel ve boyun fıtığı diye uğraşıp duruyordum. Ankara’da kimi tavsiye edersiniz?
Videolarımın yeterli bilgi vermesi benide mutlu eder. Gerçekten fibromiyaljili hastaların anlaşılmamaları büyük sorundur. Ayrıca tedavisinin yapılamamsı da sorundur. Birçok tedavi yöntemi deneyenler var ama yeterli olmuyor. O nedenle Ankara’dan bir isim veremeyeceğim.
Kıbrıs’tan gelip giden ve tedavi olan birçok hastam var. Sizede yardımcı olabilirim. Ayrıntıları planlamak için arayıp asistanlarıma not bırakınız. Ben size dönerim.
Fibromiyalji zor bir hastalık. Geçirmek, bu hastalıkla baş etmek için kökenine inmek lazım. Tüm kas sistemi bio-elektriksel düzenlenmeli, iskelet yapısının balansı ayarlanmalı. Gökmen Yaklaşımı ile tedavi öneririm.
12 Yorum. Yeni yorumunuzu buradan yazabilirsiniz...
O sevgili Derin’in sevgi dolu annesi Dr. Emel GÖKMEN. O ‘’Gökmen Yaklaşımı’’geliştirdi. O örnek, fedakar, sevgi dolu bir insan. O dişlerin hipokratı. O sadece dişlerin hipokratı değil ağrının hipokratı da. O Nöroloji Uzmanı Dr. Emel GÖKMEN. Çok Saygıdeğer Hocam, Sizi anlatmada çaresiz kalıyorum, yetersiz kalıyorum, kullanacak ifade bulamıyorum. Bağışlayın beni. O ‘’çözümsüz ağrı yoktur’’ diyerek yola çıktı. Ağrıyı çözdü, tıbbın çare bulamadığı hastalıkları tedavi etti, binlerce hastasına o güzel elleriyle şifa dağıttı.
Dağıtıyor. Onu anlatmaya saygılı biçimde girsem de sözlerim yine utangaç kalıyor. Bir tek onun geliştirdiği ‘’Gökmen Yaklaşımı’’ ile dişlerdeki paradigma yıkılıyor, sır çözülüyor, alışkanlığın büyüsü bozuluyor. Dengesiz dişlerde, dolgularda, protezlerde problemi bu ülkede o çözdü, o gösterdi. Dengesiz dişlerin orta beyine baskı yaparak anksiyeteyi, panik atağı hortlattığını, psikiyatristleri yanıltarak kimine şizofren, kimine manik, kimine depresif ve daha nice yanıltıcı teşhisler koyulmasının sorumlusu dişlerdir dedi.
Onun ellerinde tıbbın çare bulamadığı binlerce migren, fibromiyalji hastası şifa buldu. Buluyor.
‘’Üç yaşlarında bir kız çocuğu… Sürekli kusuyor, kendini çok kötü hissediyor, hiç kimseden hiçbir şey istemeden yatıyordu… İşte benim çocukluğum böyle başladı’’ diyor hocam ‘’Migrene çözüm var!’’ kitabının giriş bölümünde kendini anlatırken. Çok Değerli Hocam, hediye olarak gönderildiğiniz dünyada hastayı dinleme sanatıyla doktoru bilgeliye ulaştıran ışıklı yolda yürümeye siz daha küçücük çocukken migrenin en ağır etkilerine kimseden bir şey istemeden, sessizce yatarak katlanırken başlamışsınız. Hocam, sizin yaratıcı kişiliğiniz hastayı dinleyerek ömür boyu öğrenci kalma isteğiyle ancak bu aydınlık yolda yürüneceğinin hissini daha küçücük çocukken hissetmiş.
Fakat bir ağacı budayan yıldırım gibi bu sanatın elini, kolunu, yüzünü, gözünü kesen, parçalayan, yok eden sağlık sistemi sizin bilgeliye ulaşacağınız yolunuzun başında (ilk tayin olduğunuzda, sürgün düşünceleri) ilk adımınızda acımasız bir şekilde yolunuzu keserek sizin üzülmenize sebep olmuş. Ama bu ışıklı yol o kadar aydınlık gelmiş ki size hiçbir güç sizi bu yolunuzdan alıkoymada muvaffak olamamış. Hatta bu yolda yürümenizi kolaylaştırmış bile. Yıllarca hastalarınızı dinleyerek, onların ağrılarını dinleyerek en değerli hazinenizi biriktirip çözümler geliştirip zaman içinde migren, fibromiyalji gibi tıbbın çare bulamadığı hastalıkları tedavi eder duruma getirmiş bu hazineniz sizi. Ve sonuçta binlerce ağrılı hasta elinizden şifa bulmuş, buluyor.
Fibromiyaljim beslenmeyi çok seviyordu. Kurbanlık bağış gibi bütün sistemlerimle, organlarımla, bedenimle teslim olmuştum bu ağrılı canavarın eline.
02 Mart 2016. Kaderim o gün çökmüş bedenimi hocama ulaştırmıştı. O gün tedavime karar verildi: Bozucu alanlar tedavi edilecek, ağzımdaki bütün dişler ele alınacak, tedavi planı oluşturulacaktı. O gün çok değerli hocamın o güzel ellerinden şifasını içtiğim ilk gün. O gün tedavime başlandı. O gün benim yeniden doğum günüm. O gün benim ağrılı canavarın elinden kurtulacağımın müjdelendiği gün. O gün ‘’fibromiyalji gerçektir, psikolojik değildir’’ denilip darağacından kurtarıldığım gün. Hocam bir yandan nöral terapi, akupunktur, manyetik alan tedavisi ile vücudumdaki bozucu alanları tedavi ediyor, tedavi ettikçe ağrılarım azalıyordu. Sekiz on seansın sonunda ağrılarım, halsizliğim, yorgunluğum geçmiş, yeniden doğmuştum resmen. Ama tedavim bitmemişti.
Dişler! Dişlerim! Bir yandan da ilgili profesyonellere yönlendirerek, talimat vererek, takip ederek, değerlendirerek dişlerimin çok zorlu tedavileri aşama aşama yapıldı. Çalışıyor olmamdan dolayı şehirler arası yollarda mekik dokudum. Usanmadan, bıkmadan, pes etmeden bu yollarda gittim, geldim, gittim geldim… Defalarca… Yıllardır depresyon tedavisi gördüm. İlaçlar işe yaramadı. Hocamın tedavisiyle ağrılarım geçmiş ama yüzümdeki yorgun, bitkin, üzgün, kırgın, kızgın… ifadem silinmemişti. Silinmiyordu. Diş tedavim bitmiş, gece diş plağım da elime verilmişti. Her gece kullanacaktım. Kullandım. Rahatladığımı sanmıştım. Ama yine olmadı. Yüzümdeki çökmüş, mutsuz, üzgün tablo tam düzelmedi. Sonunda anksiyete belası beni sarıp sarmaladı, çökertti. Dayanamadım. Pes ettim. Eşim acillere taşıdı. Acillerde süründüm. Bir şey yapılamıyordu. Anksiyetem tansiyonumu tetikliyor, resmen en yüksek sınıra kadar yükseliyordu. Eve giremez oldum. Anksiyetemin tavan yaptığı gece evin önünde eşimle otomobilimizin içinde yattık. Psikiyatriye gittik. İlaç başlandı. Biri aynı zamanda şizofrenlerde kullanılan haptı. İçmedim. ‘’Ben kendimi tanıyorum. Ne şizofrenim, ne manik, ne depresif, ne de başka bir şey…’’ dedim. Anksiyete, panik atak tarihte kimseyi öldürmemiş, beni de öldürmez’’ dedim. En son ‘’Aman öldürürse öldürsün zaten bitmişim’’ dedim, direndim, hapları kullanmadım. Acilen Dr. Emel GÖKMEN Hocamla haberleştim. Hocam,
‘’Dişlerdeki dengesizlik orta beyne baskı yapıp duygu durumunu etkiliyor. Derhal gelmelisiniz’’ dedi. Gittim. Birkaç seansla rahatladım. Son gün yönlendirdiği profesyonel diş tedavisine aldı. Dişimdeki dolgu değişecekti. Ve o gün İkinci doğum günümdü. 25 Mart 2017 Cumartesi. Dişlerimde okluzyon problemi vardı. Dişlerimi anadan doğma sağlıklı olması gerektiği gibi kapatamıyordum. Dişlerim normal anatomik yapıda kapanmıyordu. Sorunluydu. İşte o günkü diş tedavimle bu sorun giderildi. Diş tedavim bitiminde hayatımda ilk kez alt üst çenemi normal anatomik yapıda kapattım. Tanrım! O hissi sizlere anlatamam! O an sanki yeniden doğdum! Yüzümdeki mutsuzluk ifadem düzeldi. Ağrısız bedenim kuş tüyü gibi. Yüzüm şu an gülümsüyor. Hocam! Sizi çok seviyorum! Melek Hemşire
Çok güzel, umutlu dilekleriniz için çok teşekkür ederim.
Siz de beni etkilediniz. İşinizi bu şekilde yapabilmenize bende çok sevindim. Ben size söylemiştim melek hemşiresiniz diye. Doğru biliyormuşum. Hastasının yaşadıklarına empati yapabilen doktor, hemşire melek oluyor benim için de. Sağlık alanında empati yapmadan olmuyor ki. Cerrahpaşa acildeki öğrencilerin gençliğine verelim. Yıllar içinde umarım pişmişlerdir ve şimdi böyle yaklaşmıyorlardır. Eski hocalar bizi bayağı eğitirlerdi. İyi olmanıza sevindim.
Siz de hastalarınıza hep melek gibi davranmışsınız. Hep yardım etmeye çalışmışsınız. O nedenle size melek hemşire diyordum. Yorumunuz için teşekkürler. Eşinizinde sizi görünce mutlu olmasına sevindim ama unutmayın daha tedavimiz bitmedi. Sevgilerimle.
Videolarınız çok güzel. Tam benim sıkıntılarımı anlatıyorsunuz. Eşime de izleteceğim. Kimse inanmıyor gerçekten. Ben de geç kalmışım, yeni teşhis konuldu, şu an çok kötüyüm. Bel ve boyun fıtığı diye uğraşıp duruyordum. Ankara’da kimi tavsiye edersiniz?
Videolarımın yeterli bilgi vermesi benide mutlu eder. Gerçekten fibromiyaljili hastaların anlaşılmamaları büyük sorundur. Ayrıca tedavisinin yapılamamsı da sorundur. Birçok tedavi yöntemi deneyenler var ama yeterli olmuyor. O nedenle Ankara’dan bir isim veremeyeceğim.
Hocam Kıbrıs’ta yaşıyorum. Tedavi olmak istiyorum. Bana nasıl yardımcı olabilirsiniz?
Kıbrıs’tan gelip giden ve tedavi olan birçok hastam var. Sizede yardımcı olabilirim. Ayrıntıları planlamak için arayıp asistanlarıma not bırakınız. Ben size dönerim.
Hocam 2 yıldır fibromiyalji hastasıyım. Bu hastalığı nasıl geçirebilirim? Ne yapmamı önerirsiniz? Saygılarımla.
Fibromiyalji zor bir hastalık. Geçirmek, bu hastalıkla baş etmek için kökenine inmek lazım. Tüm kas sistemi bio-elektriksel düzenlenmeli, iskelet yapısının balansı ayarlanmalı. Gökmen Yaklaşımı ile tedavi öneririm.
Fibromiyalji hastasıyım ve artık dayanamıyorum
Çok haklısınız fibromiyalji zor hastalık ama çözüm sağlayabiliriz.
Tüm soru cevapları okuyabilmek için aşağıdaki butonları kullanabilirsiniz.